«Değişim, hayatın vazgeçilmezi!»
Dünyadaki gelişmeler tüm bireyleri ve organizasyonları değişime ve sürekli gelişime zorluyor. Tüm dünyada ve ülkemizde özel sektör kuruluşları başta olmak üzere tüm organizasyonların mevcut örgüt yapılarını, sistemlerini ve süreçlerini yeniden yapılandırma ve geliştirme ihtiyacı ile çalışmalar yapıyor.
Küreselleşme, var olan değişim sürecine baş döndürücü bir hız kazandırmıştır.
Her gün teknoloji değişiyor
Her gün sosyo- ekonomik durum değişiyor
Her gün insan davranış ve tutumları değişiyor
Dünya yaşam alanları ve koşullar değişiyor
Coğrafi sınırlar değişiyor
Kuşaklar değişiyor
Dijitalleşen iş süreçleri doğal olarak artıyor. Biz dijital devrimi kaçırmış bir noktadayız. Dünyanın iş yapma biçimine uyumlanmak için daha fazla yenilik içeren stratejilere ihtiyacımız var. Artık VUCA dönemini yaşıyoruz ve bu aslında bir savaş teriminde stratejiye dönüşen bir kavram.
Volatilitesi yüksek ve son derece hızlı hareket eden (Volatile)
Belirsiz, gelecekteki gelişmeleri tahmin etmesi zor (Uncertain)
Karmaşık, çeşitli ve geniş (Complex)
Muğlak çünkü tüm bilgiler farklı şekilde yorumlanabilir (Ambiguous)
Bu noktada liderlere önemli bir misyon yükleniyor. Değişime direnç! Direnç son derece doğaldır. Değişimi yöneten her liderin en önemli görevi insanlardaki bu direnci yönetmek ve değişimin yolunu açmaktır. Direnç ortadan kalkmadan değişimi gerçekleştirmek mümkün olmaz.
Dijital süreçlere uyum sağlamak konusunda dirençler oldukça yüksektir. Bunun çok farklı sebepleri olmakla birlikte en temel başlıkları sıralayacak olursak;
Dijital Entelektüel Seviye Düşüklüğü
Sürecin paydaşlarının dijital dünyaya hakimiyeti ve bu konudaki kabiliyetleri düşük olması sebebi ile doğal bir direniş yaşanır. Bu sebeple her şeyden önce bu kök neden üzerinde durarak bu konudaki endişeleri ve eksiklikleri gidermek yolu en doğrusudur. Bu noktada direnci yadırgamamak gerek.
Korku
Her birey ve organizasyon bilinmeyenlerden endişe hissedebilir. Dijital dünya üzerine çok fazla komplo teorisi üretilen bir alandır. Bilgi güvenliği noktasında endişeye düşülerek verilen tepkiler doğaldır. Bu sebeple sürecin risk haritası doğru çıkarılarak detaylı bir eylem planı çıkarılmalı ve konu Stratejik proje yönetim ilkelerine yürütülmelidir.
Bu planın içeriğinde ana başlıklar;
- Bu değişim ne kadar büyük?
- Değişimden kimler, nasıl etkilenecek?
- Etki herkes için aynı mı yoksa farklı şekillerde mi deneyimlenecek?
- Aşamalı mı yoksa radikal bir değişim mi?
- Değişim için bir zaman çerçevesi var mı?
- Değişime ne kadar ve ne tip bir direnç gösterilmesi bekleniyor?
Geçmiş Tecrübeler
Birçok işletme dijital dönüşüm adına attığı adımlar alt yapıda gerekenler tamamlanmadan yola çıktığı için yatırımlar âtıl ve zaman kaybı, başarısızlık gibi davranışlar geliştirmemize sebep olmuştur. Bu sebeple doğru bir ihtiyaç analizi bu sorunların tekrar etmesini engelleyecektir. Değişim tanımı doğru yapılmaması süreçleri olumsuza götürür. Tanımlamaların detaylandırılması çok elzemdir.
Değişime direnç göstermenin bir sebebi de her değişimin insani ilişkileri yeniden düzenlemesidir. Her değişim güç dengelerini de değiştirir. Kural olarak her değişim sonucunda bazıları ellerindeki gücü kaybederken bazıları daha güçlü olurlar. Bu noktada bireylerin kaygılarının doğru anlaşılması ve sürecin katma değerlerinin doğru aktarılması kritik önem taşır. Geçmiş tecrübelerde yaşanan stresli durumların tekrarının minimize edilmesi için her projenin kendi iç iletişim planı olması şarttır.
Kıvılcım MERT & Necdet KIRMIZITOPRAK